6 sınıf din kültürü peygamberlere ve ilahi kitaplara inanç slayt

SaidNursi; “Kur'ân-ı Kerim, o cümlede ehl-i kitabı imana teşvik etmekle, onlara bir ünsiyet, bir sühulet gösteriyor. Şöyle ki: Ey ehl-i kitap! İslâmiyeti kabul etmekte size bir meşakkat yoktur; size ağır gelmesin. Zira size bütün bütün dininizi terk etmenizi emretmiyor. İslamDininin Temel Kaynaklarıİslam dininin en temel iki kaynağı; 1. Kur’an-ı Kerim. 2. Peygamber Efendimizin sünneti. Kur’an-ı Kerim: Kur’an kelimesi sözlükte okumak, toplamak, okunan metin anlamına gelir. Terim olarak ise Allahü Teala’nın son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) vahiy yoluyla gönderdiği son ilahi kitap RepPuanı : 97. Kayıt tarihi : 17/03/09. Yaş : 59. Nerden : İzmir. Konu: Peygamberlere Hürmet ve Salât u Selâm Çarş. Kas. 11, 2009 6:34 am. Peygamberlere Hürmet ve Salât u Selâm. Fethullah Gülen. Peygamberlerin, hususiyle de Kur'ân'da zikredilen Allah elçilerinin hayatımızdaki yeri ve Resûl-i Ekrem Efendimiz'in (sallallâhu SınıfDin Kültürü ve Ahlak Bilgisi Peygamberlere ve İlahi Kitaplara İnanç 2 Ağu 30, 2018 Oca 10, 2018 Lütfen sayfa yüklenirken bekleyiniz, tarayıcınızda javascript desteğinin etkin olduğundan emin olunuz. 6SINIF DİN KÜLTÜRÜ 1.ÜNİTE PEYGAMBERLERE VE İLAHÎ KİTAPLARA İNANÇ TEST 1. Konbuyu başlatan AskinElibol; Başlangıç tarihi 7 Mar 2021; Forumlar. Dersler. Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi. 6. Sınıf. Soru 16.Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1.Ünite Test 1 Site De Rencontre Amoureuse Gratuit Non Payant. H Hakan Boncuk Güçlü Bir Türkiye İçin Sende Paylaş 18 Kas 2016 1 6. Sınıf Din Kültürü Peygamberlere ve İlahi Kitaplara İnanç Sunusu sunu çok güzel resim var ve animasyon var. Ekli dosyalar 6-sinif-din-kulturu-peygam MB Görüntüleme 122 6-sinif-din-kulturu-peygam MB Görüntüleme 89 6. Sınıf Din Kültürü Peygamberlere ve İlahi Kitaplara İnanç Sunusu sunu çok güzel resim var ve animasyon var. İslamiyet doğmadan önce Arap yarımadası başta olmak üzere dünyanın bir çok yerinde zulümler ve haksızlıklar yaşanıyordu. Arap yarımadasında kabile savaşları, kan davaları vardı. Zengin ve güçlü olanlar, fakirleri eziyorlardı. Toplumda kölelik vardı. Kadınlara değer verilmiyordu. İnsanların çoğu taşlardan yaptıkları heykellere ve putlara tapıyorlardı. Hz. Muhammed bütün bu adaletsizliklere çok üzülüyordu. Bu sebeple 40'lı yaşlarına yaklaşırken yalnız kalmak ve tefekkür etmek amacıyla sık sık Mekke yakınlarındaki Nur dağında bulunan Hira mağarasına gitmeye başladı. Bu mağarada yalnız başına günlerce kalıyor, Allah'ın büyüklüğünü düşünüyor, O'na ibadet ediyor, toplumun içinde bulunduğu kötü durumu düşünüp üzülüyordu. İLK VAHİY YARATAN RABBİNİN ADIYLA OKU İlk vahiy 610 yılının Ramazan ayında Hira Mağarası'nda Cebrail meleği Peygamberimize Allah'ın ilk vahiylerini getirdi. Hz. Muhammed mağarada düşüncelere dalmışken Cebrail geldi ve O'na - "Oku!" korku ve endişe içinde, - "Ben okuma bilmem!" ikinci kez, - "Oku!" yine, - "Ben okuma bilmem!" üzerine Cebrail üçüncü kez aynı isteği tekrarlayınca Peygamberimiz, - "Ne okuyayım?" diye zaman Cebrail, Alak suresinin ilk beş ayetini O'na okudu. "Oku! Yaratan Rabb'inin adıyla oku. O insanı 'alak'tan yarattı. Oku! İnsana bilmediklerini öğreten, kalemle yazmayı öğreten Rabb'in en büyük keremcömertlik sahibidir." Alak suresi, ayetlerHz. Muhammed de kendisine okunan bu ayetleri Cebrail ile birlikte tekrar etti. Böylece Allah'tan ilk vahiyleri ve peygamberlik görevini almış danışma Peygamberimiz yaşadığı bu olayın verdiği korku içerisinde koşarak evine gitti. Hemen yatağına yatıp eşi Hatice'ye "Beni örtün, beni örtün!" dedi. Bir süre dinlenip sakinleştikten sonra başından geçenleri eşine anlattı. Eşi O'nu "Korkma! Allah seni hiçbir zaman utandırmaz. Sen hep doğruyu söylersin. Eli açık ve cömertsin. Fakir ve muhtaçlara yardım eder, misafiri ağırlarsın." diyerek teselli etti. Hatice daha sonra O'nu, Tevrat ve İncil hakkında geniş bilgi sahibi olan amcasının oğlu Varaka bin Nevfel'e götürdü. Varaka Hz. Muhammed'i dikkatlice dinledikten sonra "Sen bu ümmetin peygamberi olacaksın. Sana gelen melek, Musa'ya gelen melektir. Kavmin sana eziyet edecek ve seni yurdundan çıkaracaklar. Şayet o günlere yetişirsem Allah için sana yardım ederim." ÇEVREYE ÇAĞRIİkinci vahiy Peygamberimize bir müddet vahiy gelmedi. Bir gün Hira Mağarası'ndan dönerken yolda Cebrail'i gördü. Korku ve endişeyle evine vardı ve yatağına girip örtündü. Bu sırada Müddessir suresinin ilk ayetleri indirildi "Ey bürünüp sarınan! Kalk ve insanları uyar, sadece Rabb'ini büyük tanı. Elbiseni tertemiz tut. Kötü şeyleri terket." Yakın çevreye çağrı Bu ayetlerin gönderilmesinin ardından Peygamber Efendimiz tebliğ uyarma vazifesine başladı. Önce en yakınlarından başlayarak çevresindekilere İslam dinini ve kendisinin Allah'ın resulü olduğunu tebliğ etmeye başladı. O'na ilk inananlar eşi Hz. Hatice, yakın arkadaşı Hz. Ebubekir, amcası Ebu Talip'in oğlu Hz. Ali ve azat ettiği kölesi Hz. Zeyd YAYGINLAŞMASI Peygamberimiz İslam davetini üç yıl boyunca gizli bir şekilde yaptı. Bu sürede Müslümanların sayısı kırka ulaşmıştı. Peygamberliğin üçüncü yılında Cebrail meleği tekrar vahiy getirdi. Bu vahiyde Allah şöyle buyuruyordu "Sana emrolunanı açıkça söyle ve ortak koşanlardan yüz çevir." Bu emir üzerine Hz. Muhammed insanları açıkça İslam'a çağırmaya başladı. Bir gün Safa tepesine çıkarak insanlara seslendi. - Ey Kureyşliler! Size, şu tepenin arkasında bir düşman var, şimdi size saldıracak desem bana inanır mısınız? diye sordu. Orada bulunanlar, - Evet, inanırız. Çünkü senin daha önce yalan söylediğini hiç duymadık, dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz, - O halde ben size, önümüzde şiddetli bir azap günü bulunduğunu, Allah'a kulluk etmeyenlerin bu büyük azaba uğrayacaklarını haber veriyorum... Yemin ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Ben de Allah'ın size ve bütün insanlara gönderdiği peygamberiyim... diyerek Mekkelileri Müslüman olmaya çağırdı. Amcası Ebu Leheb "Bizi bunun için mi çağırdın?" diyerek kaba ve kırıcı sözler söyledi. Bu çağrı sonrasında ve Peygamberimizin çabalarıyla İslamiyet Mekke'de yayılmaya Peygamberimizi vazgeçirme çabaları İslam dininin Mekke'de yayılmaya başlaması insanları rahatsız etti. Çünkü putperestliğin ortadan kalkması demek Mekke'nin ileri gelenlerinin ekonomik olarak çöküntüye uğraması, gelir kaynaklarının kesilmesi demekti. Ayrıca sosyal düzenleri bozulacaktı. Bunun üzerine öncelikle Hz. Muhammed'e makam, mevki, para teklif ederek O'nu İslam davetinden vazgeçirmeye çalıştılar. Peygamberimiz kabul ve boykot dönemi Mekkeli müşrikler İslam'ın yayılmasını önlemek için yalan ve iftiraya başvurdular. Peygamberimizle ve Müslümanlarla alay ettiler. Sonuç vermeyince kimsesiz ve fakir Müslümanlara ağır eziyetler, işkenceler yapmaya başladılar. Onlarla alışverişi kestiler, boykot uyguladılar, şehirden hicret, Habeşistan Mekkeli müşriklerin işkence ve baskıları dayanılmaz hale gelince Müslümanlardan bir grup Cafer-i Tayyar başkanlığında Habeşistan'a göç etti 615-616.Hüzün yılı Hz. Muhammed peygamberliğin onuncu yılında en büyük destekçilerinden olan amcası Ebu Talip ile eşi Hz. Hatice'yi kaybetti. Bu iki değerli insanın vefatı dolayısıyla Peygamberimiz çok üzüldü ve bu seneye "hüzün yılı" adı yolculuğu Hz. Muhammed her türlü olumsuzluğa rağmen İslam'ı tebliğ etmeye devam ediyordu. 620 yılında Taif'e giderek oradaki insanları Allah'ın dinine çağırmak istedi. Ancak Taifliler O'na çok kötü davrandılar. Taşlayarak şehirden kovdular. HİCRETAkabe biatları Peygamberimiz şehir dışından Mekke'ye gelen yabancılara da İslam'ı tebliğ ediyordu. Peygamberliğin on birinci yılında, hac görevi için Medine'den gelen altı kişi ile Mekke'nin Akabe bölgesinde görüşüp onları Müslüman olmaya çağırdı. Onlar da bu daveti kabul edip Müslüman oldular 621 ve ertesi yıl aynı yerde görüşmek üzere sözleşip Medine'ye döndüler. Bu insanlar Medine'de İslam'ı anlattılar ve çok kişinin Müslüman olmalarını sağladılar. Bir sonraki yıl daha kalabalık bir grupla Mekke'ye gelip Peygamberimize bağlılıklarını bildirdiler 622. Peygamberimizin Medinelilerle yaptığı bu iki görüşmeye Akabe biatları denir. Medineliler bu görüşmelerde Peygamberimizin ve Müslümanların Mekke'de uğradıkları eziyetleri, işkenceleri, baskıları görüp onları Medine'ye davet ettiler. Medine'de Hz. Muhammed'i ve Mekke'den gelen Müslümanları her şartta ve her durumda koruyacaklarına söz verdiler. Bunun üzerine Peygamberimiz isteyen Müslümanların Medine'ye göçebileceklerini söyledi. Bunun üzerine bazı Müslümanlar Medine'ye göç ettiler. Medine'de İslamiyet hızla yayılmaya girişimi Akabe biatlarından sonra Müslümanların çoğu gizlice Medine'ye göç ettiler. Geride ise Peygamber Efendimiz, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ali ve birkaç Müslüman kalmıştı. Hicret haberini duyan müşrikler İslam'ın yayılmasının önüne geçemeyeceklerini anlayınca Peygamberimizi öldürmeye karar verdiler. Gece Peygamberimizin evinin etrafını sarıp beklemeye başladılar. Sabah olunca Hz. Muhammed hâlâ evden çıkmayınca eve girdiler ve evde sadece Hz. Ali'yi buldular. Hz. Ali o zamanlar daha çocuktu. Hicret O sırada Hz. Muhammed Allah'ın yardımıyla suikastçılara görünmeden evden çıkmış, Hz. Ebu Bekir ile hicret yolculuğuna başlamıştı. Hz. Ali ise Peygamberimizin bıraktığı emanetleri sahiplerine verdikten sonra yola çıktı ve Medine yakınlarındaki Kuba köyünde onlara yetişti. Peygamberimiz ve beraberindekiler 24 eylül 622 tarihinde Medine'ye vardılar. Medineliler onları büyük bir sevinçle karşıladı. Hicretin İslam tarihindeki sonuçları 1- 23 yıllık peygamberliğin Mekke dönemi sona ermiş, Medine dönemi başlamıştır. 2- Müslümanlar Mekkeli müşriklerin baskılarından kurtulmuşlardır. 3- Peygamberimiz Medine'de İslam'ı anlatabileceği özgür bir ortama kavuştu ve İslam dini daha hızlı yayıldı. 4- Bu kentin "Yesrib" olan adı "Medine" olarak değişmiştir. 5- Hicret, Hz. Ömer zamanında hicri takvimin başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Konuyla ilgili kavramlar Muhacir İslamiyet uğruna her şeylerini Mekke'de bırakıp Medine'ye göç eden Müslümanlara denir. Ensar Medine'de onları karşılayan ve her şeylerini onlarla paylaşan Müslümanlara denir. HZ. MUHAMMED'İN ÇAĞRISI MEDİNE DÖNEMİ Hicretin İslam tarihindeki sonuçları1- 23 yıllık peygamberliğin Mekke dönemi sona ermiş, Medine dönemi başlamıştır. 2- Müslümanlar Mekkeli müşriklerin baskılarından kurtulmuşlardır. 3- Peygamberimiz Medine'de İslam'ı anlatabileceği özgür bir ortama kavuştu ve İslam dini daha hızlı yayıldı. 4- Bu kentin "Yesrib" olan adı "Medine" olarak değişmiştir. 5- Hicret, Hz. Ömer zamanında hicri takvimin başlangıcı olarak kabul ilgili kavramlarMuhacir İslamiyet uğruna her şeylerini Mekke'de bırakıp Medine'ye göç eden Müslümanlara denir. Ensar Medine'de onları karşılayan ve her şeylerini onlarla paylaşan Müslümanlara denir. PEYGAMBER MESCİDİ MESCİD-İ NEBİ - EĞİTİM ÖĞRETİM ETKİNLİKLERİMescid-i Nebî Peygamber Efendimiz Medine'ye hicret ettiğinde ilk önce bir mescit yaptırdı. Bu mescide Mescid-i Nebî adı verildi. Burası sadece namaz kılınan bir yer olmayıp çok amaçlı bir kurum görevi Nebinin işlevi - Hz. Muhammed her fırsatta Müslümanları burada toplayıp onlara İslam'ın ilkelerini anlatıyordu. - Özellikle namazlardan sonra bir müddet mescidde kalıp Müslümanlara nasihat ediyordu. - Medine dışından gelen misafirleri, yabancı ülke temsilcilerini burada ağırlıyor, onları İslam'a davet etkinlikleri Peygamberimiz Mescid-i Nebi'nin bitişiğine Suffe adı verilen odalar yaptırdı. Burada yoksul, kimsesiz, yetim kişileri barındırdı. Ayrıca bizzat onlara öğretmenlik yaptı. Onları birer İslam alimi olarak yetiştirip başka şehirlere, topluluklara Müslümanlığı anlatmak için gönderdi. TOPLUMSAL BARIŞIN KURULMASIPeygamber Efendimiz Medine'ye geldikten sonra bu şehirde yaşayan insanlar ve farklı dini gruplar arasında toplumsal barışın sağlanması için bazı çalışmalar Mekke'den gelen muhacirlerden her birini, Medineli ensardan biri ile kardeş ilan etti. Kendisine de Hz. Ali'yi kardeş Yıllardır birbirleriyle çatışma halinde olan Evs ve Hazreç kabilelerini Medine'de yaşayan tüm dinî gruplarla Müslümanlar, müşrik Arap kabileleri, Yahudiler "Medine Sözleşmesi" anlaşmasını yaptı. Buna göre herkes Medine'yi dış saldırılara karşı beraberce savunacak, Medine'de özgür bir ortam sözleşmesinin bazı maddeleri - Müslümanlarla Yahudiler barış içinde yaşayacaklar. - Yahudiler kendi dinlerinde serbest olacaklar. - Dışarıdan bir saldırı olursa Medine birlikte savunulacak. - Müslümanlarla Yahudiler arasında herhangi bir anlaşmazlık çıkarsa Hz. Muhammed hakem kabul edilecek. - İki taraftan biri, üçüncü bir tarafla savaşırsa diğer taraf yardımcı olacak. HUDEYBİYE ANTLAŞMASI VE MEKKE'NİN FETHİ İslam dininin Medine'de hızla yayılması Mekkelileri endişelendirdi. Çünkü bir gün Müslümanların Mekke'yi ele geçirmelerinden korktular. Müslümanların güçlenmelerini önlemek için hazırlık yapmaya başladılar. Bedir Savaşı 624 Mekkeliler hicretten sonra Müslümanların Mekke'de geride kalan eşyalarını yağmaladılar. Bunun üzerine Peygamberimiz Medine'den geçmesi planlanan bir Mekke kervanının yolunu kesmeye karar verdi. Bu haberi alan Mekkeli müşrikler bir ordu hazırladılar ve Medine'ye doğru yola çıktılar. Müslümanlar 300 kadar, Mekkeliler ise 1000 kadardı. Müslümanlar ile Mekkeli müşrikler 624 yılında Bedir kuyuları yanında karşılaştılar ve savaşı Müslümanlar kazandı. Peygamberimiz Bedir savaşında esir aldığı müşrikleri, her biri on Müslümana okuma-yazma öğretmek şartıyla serbest bıraktı. Uhud Savaşı 625 Mekkeli müşrikler Bedir'in intikamını almak amacıyla 625 yılında Medine'ye doğru 3000 kişilik bir orduyla harekete geçtiler. Peygamberimiz onları 700 kişilik İslam ordusuyla Uhut'ta karşıladı. Hz. Muhammed kritik bir yer olan Uhut dağı eteklerine elli okçu yerleştirdi ve onlara "Asla yerinizi terk etmeyin" dedi. Savaşın ilk aşamasında Müslümanlar müşrikleri bozguna uğratınca okçular savaşı kazandık diye yerlerini terk ettiler. Bu durumu fırsat bilen düşman atlı birlikleri dağın arkasından dolanıp Müslümanları araya sıkıştırdılar. Bu savaşta müşrikler 23 ölü, Müslümanlar 70 şehit verdi. Peygamberimizin amcası Hz. Hamza da şehitler arasındaydı. Hz. Muhammed de bu savaşta yaralandı. Bu savaşta okçuların yerlerini terk etmeleri, Peygamberimizin sözüne uymanın ne kadar önemli olduğu konusunda Müslümanlara bir ders oldu. Hendek Savaşı 627 Uhud Savaşında istediklerini tam olarak elde edemeyen Mekkeli müşrikler yaklaşık 12000 kişilik bir orduyla 627 yılında tekrar Medine'ye doğru yola çıktılar. Bunu haber alan Peygamberimiz, arkadaşlarıyla durumu görüşüp savunma amacıyla Medine şehrinin etrafına geniş ve derin bir hendek kazdırdı. Hendeği görünce şaşıran müşrikler yaklaşık bir ay kuşatma yaptılar. Sonunda askerin morali kırıldı ve müşrikler Mekke'ye dönmek zorunda kaldılar. Bu savaştan sonra Mekkeliler bir daha Müslümanlara saldırma cesaretini gösteremediler. Hudeybiye Antlaşması 628 Peygamberimiz hicretin altıncı yılında Kabe'yi ziyaret etmek amacıyla 1500 Müslümanla Medine'den yola çıktı. Bunu haber alan müşrikler onları engellemeye çalıştılar. Bunun üzerine Hudeybiye denilen yerde iki taraf arasında bir anlaşma imzalandı. Hudeybiye Antlaşması, Mekkelilerin Müslümanları resmen tanıdıkları ilk antlaşma oldu. Bu antlaşmayla sağlanan barış ortamında birçok Arap kabilesi Müslüman oldu. Ayrıca Peygamberimiz Bizans, İran, Mısır ve Habeşistan ülkelerinin hükümdarlarına elçilerle İslam'a davet mektupları yolladı. Hudeybiye antlaşmasının maddeleri - Müslümanlar Kabe'yi ancak ertesi yıl ziyaret edebilecekler, yalnız orada üç günden fazla kalamayacaklardı. - İki taraf birbiriyle on yıl savaşmayacaktı. - Mekkeli bir kimse İslam'ı kabul edip Medine'ye sığınırsa iade edilecek, Medineli bir Müslüman Mekke'ye sığınırsa geri verilmeyecekti. Mekke'nin fethi 630 Hudeybiye antlaşmasından iki yıl sonra Mekkeli müşrikler antlaşmayı bozdular. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz Mekke'yi fethetmek üzere kişilik bir orduyla yola çıktı. Müşrikler karşı koymadan ve önemli bir çatışma olmadan Mekke 630 yılında Müslümanlar tarafından fethedildi. Hz. Muhammed Kabe'yi putlardan temizletti ve orada Allah'a şükür için namaz kıldı. Ardından Mekkelilere bir konuşma yaptı. Artık düşmanlıkların, kavgaların sona erdiğini, gerçek üstünlüğün takvada olduğunu söyleyip genel af ilan etti ve herkesi bağışladı. Bu tutum karşısında Mekkelilerin büyük bir kısmı İslam'ı kabul etti. VEDA HUTBESİ"Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. İnsanlar! Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz Mekke nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur. Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur. Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmutallib'in oğlu amcam Abbas'ın faizidir. Lakin anaparanız size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Ashabım! Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu Iyas bin Rabia'nın kan davasıdır. Ey insanlar! Muhakkak ki, şeytan şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız. Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız; yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evlerinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırlarsa, Allah, size onları yataklarında yalnız bırakmanıza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir. Ey mü'minler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah'ın kitabı Kur'an-i Kerim ve Peygamberin sünnetidir. Mü'minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman'ın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman'a kardeşinin kanı da, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır. Ey insanlar! Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Her insanın mirastan hissesini ayırmıştır. Mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet vardır. Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır. Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'ın kitabi ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Kimse kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz. Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız - Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız. - Allah'ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı, haksız yere öldürmeyeceksiniz. - Zina etmeyeceksiniz. - Hırsızlık yapmayacaksınız. İnsanlar! Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? " Sahabe-i Kiram hep birden şöyle dediler "Allah'ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz, diye şehadet ederiz!" Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz şahadet parmağını kaldırdı, sonra da cemaatin üzerine çevirip indirdi ve söyle buyurdu "Şahit ol yâ Rab! Şahit ol yâ Rab! Şahit ol yâ Rab! " HZ. MUHAMMED'İN VEFATI Hz. Muhammed Veda Haccından sonra Medine'ye döndü ve bir müddet sonra hastalandı. Rahatsızlığı iyice artınca mescide çıkamaz duruma geldi ve Hz. Ebu Bekir'e namazları kıldırmasını söyledi. Peygamber Efendimiz 8 Haziran 632 tarihinde, 63 yaşındayken Medine'de vefat etti. Hz. Muhammed'in vefatı herkesi derinden üzdü. Birçok Müslüman buna inanamadılar. Hatta Hz. Ömer, O'nun öldüğünü söyleyenlere sert tepki gösterdi. Bunun üzerine Hz. Ebu Bekir "Ey insanlar! Muhammed'e tapan bilsin ki o ölmüştür. Allah'a inanan bilsin ki Allah bâkîdir, asla ölmez." diyerek insanları sakinleştirdi ve ardından şu ayetleri okudu "Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öldürülürse gerisin geriye mi döneceksiniz? Kim geri dönerse Allah'a hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah, şükredenleri ödüllendirecektir." Al-i İmran suresi, 144. ayet Peygamberimizin cenazesi Hz. Ali tarafından yıkandı ve kefenlendi. Müslümanlar gruplar halinde O'nun cenaze namazını kıldılar. Peygamberimizin cenazesi vefat ettiği yer olan Hz. Aişe'nin odasına defnedildi. O'nun Mescid-i Nebi içerisinde yer alan kabrine Ravza-i Mutahhara tertemiz çiçekli bahçe denir. Din Kültürü 6. Sınıf 4. Ünite Kur'an-ı Kerim'in Ana Konuları İnanç itikat İnanç konusu Kur'an'ın ana konularının en başında Allahü Teala'nın Peygamber Efendimiz vasıtasıyla gönderdiği ilkelerin tamamını kalbimizle doğrulamak, dilimizle bunu söylemek ve bu ilkelerin doğru olduğunu tereddüt etmeden kabul Allah'ın var ve bir olduğuna, eşinin ve benzerinin olmadığına inanmaktır. İslam inancının temelini tevhit oluşturur. Tevhit inancı Kur'an-ı Kerim'de en özlü ve güzel bir şekilde ihlas suresinde suresi "De ki O Allah birdir. Allah samettir Her şey O'na muhtaçtır. O hiçbir şeye muhtaç değildir.. O doğurmamış ve doğmamıştır. O'nun hiçbir dengi yoktur."Kur'an'da bahsedilen altı inanç esası İmanın şartları 1- Allah'ın varlığına ve birliğine inanmak 2- Meleklere inanmak 3- Kitaplara inanmak 4- Peygamberlere inanmak 5- Ahiret gününe inanmak 6- Kader ve kazaya inanmak2- İbadet İbadet Kur'an'da bahsedilen ana konulardan Allah'ın rızasını kazanmak, O'na olan sevgi, saygı ve bağlılığımızı göstermek, kulluk borcumuzu ödemek, Allah'ın verdiği nimetlere şükretmek amaçlarıyla yapılan her güzel iş ve davranışa ibadet ibadetler Namaz, oruç, zekat, ilgili ayetler1- "Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım." Zariyat suresi, 56. ayet2- "Namazı kılın, zekatı verin ve Peygambere itaat edin ki size merhamet edilsin." Nur suresi, 56. ayet3- Ahlak Ahlak iyi ve güzel davranışlar sergilemektir. Ahlak kuralları insanların iyiliğini ve mutluluğunu hedefler. Din güzel ahlak demektir. Kur'an'da birçok güzel ahlaki davranışlardan bahsedilir ve bunların yapılması teşvik edilir. Kötü davranışlardan ise uzak durulması ilgili ayetler1- "Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder. Çirkin işleri, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt verir." Nahl suresi, 90. ayet2- "Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez..." Lokman suresi, 18. 19. ayetler4- Kıssalar Kur'an'da, geçmişte yaşamış milletler, topluluklar, Peygamberler ile ilgili anlatılan ibretlik hikayelere kıssa denir. Kur'an'da bazı Peygamberlerin hayatlarından kısaca bahsedilmiştir. Bunun amacı Allah'ın mesajlarının daha iyi anlaşılması ve insanların ders ilgili ayet "Elbette onların kıssalarında akıl sahipleri için pek çok dersler vardır..." Yusuf suresi, 111. ayet Din Kültürü 6. Sınıf 5. Ünite İslam'ın Sakınılmasını İstediği Bazı Davranışlar 1. Yalan söylemek ve hile yapmak Yalan söylemek Allah yalan söylemeyi ve ikiyüzlü davranmayı kesinlikle yasaklamıştır. Bu konuda Kur'an'da "... Yalan sözden kaçının." Hac suresi, 30. ayet. buyurmaktadır. Yalancı kişi toplum tarafından sevilmez. Artık insanlar kolay kolay onun sözüne inanmazlar. "Yalancının evi yanmış da kimse inanmamış" diye bir atasözü bile en kötüsü ise yalan yere şahitlik yapmak ve yemin etmektir. Böyle durumlarda yalancı şahitlerin yüzünden haklı olan kişi haksız duruma düşer."Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun..." Maide suresi, 8. ayet"Münafığın ikiyüzlünün belirtisi üçtür Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman emanete ihanet eder." Hadis-i Şerif Yalan söylemenin zararları1- Kişinin toplumdaki değerini ve güvenini azaltır2- İnsanlar arası ilişkileri bozar3- Toplumdaki insanların birbirine karşı saygı ve sevgisini azaltır4- Barış, güven ve huzur ortamını zedeler Hile yapmak Menfaat çıkar sağlamak amacıyla insanları aldatarak yapılan kötü davranışa hile denir. Hile yapmak dinimizin yasakladığı davranışlardandır. Yüce Allah Kur'an'da şöyle buyurur "İnsanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun." Mutaffifin suresi, ayetler Hile yapmak hem bireye hem de topluma çok büyük zararlar verir. Kimse hilekâr insanlarla dostluk kurmak, alışveriş yapmak istemez. Bu yüzden yalandan ve hileden uzak durmalıyız."Bizi aldatan bizden değildir." Hz. Muhammed Gıybet ve iftira Gıybet Kişinin yüzüne söylediği zaman hoşuna gitmeyecek sözleri arkasından konuşmaya gıybet dedikodu adı verilir. Bir kişiyle alay etmek, onu çekiştirmek, ima, işaret veya hareket ile onu küçük düşürmek gıybettir. Gıybet çok kötü bir davranış olduğu için dinimizce yasaklanmıştır. "İnsanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretleriyle alay eden her kişinin vay haline!" Hümeze suresi, 1. ayet. Gıybet toplumda kardeşlik, arkadaşlık ve komşuluk ilişkilerini zedeler. Barışı, huzuru, sevgiyi, saygıyı yok eder. İftira Bir kişinin söylemediği sözü söyledi, yapmadığı şeyi yaptı demektir. Örneğin bir arkadaşımızı yapmadığı kötü bir davranıştan dolayı öğretmene şikayet etmek iftiradır. İftira çok kötü bir davranış olduğu için dinimizce yasaklanmıştır. "Kim bir hata veya günah işler de sonra onu suçsuz birinin üzerine atarsa şüphesiz büyük bir iftira etmiş, apaçık bir günah yüklenmiş olur." Nisa suresi, 112. ayet İftira kişiye ve topluma çok büyük zararlar verir. Kişiyi huzursuz eder, onurunu zedeler, haksız yere ceza almasına sebep olabilir. Toplumda insan ilişkilerine, sevgi, barış ve huzur ortamına zarar Hırsızlık Bir kişinin kendisine ait olmayan malı, eşyayı veya parayı çalmasına hırsızlık denir. Hırsızlık sadece maddi değildir. Örneğin bir insanın emeğini, zamanını çalmak da bir hırsızlıktır. Bunun yanında rüşvet, yolsuzluk, hile yapmak, elektrik ve su kaçakçılığı vb de hırsızlıktır. Hırsızlığın azı, çoğu, büyüğü, küçüğü yoktur. Hırsızlığın sebepleri; eğitimsizlik, tembellik, dini hassasiyetin az olması, Allah korkusundan yoksun bir kalp sahibi olmak vb nedenlerdir. Bu sebeple eğitime büyük önem verilmelidir. Hırsızlık yapan kişinin çaldığı malı sahibine iade etmesi, onunla helalleşmesi ve Allah'a tövbe etmesi Haset etmek Haset, başarılı bir insanı kıskanmak, onu çekememektir. Haset etmek çok kötü bir davranış olduğu için dinimizce yasaklanmıştır. "Hasetten kaçınınız. Çünkü ateşin odunu yakıp yok ettiği gibi haset de iyi işleri yok eder, bitirir." Hz. Muhammed Başarılı ve güzel ahlaklı insanları kıskanmamalı, aksine onları örnek almalıyız. Onlar gibi olmaya çalışmalıyız. Buna da gıpta etmek denir. Gıpta etmek dinimizce hoş karşılanmıştır. Müslüman gıpta eder, haset Alay etmek Dinimizin sakınılmasını istediği kötü davranışlardan biri de alay etmektir. Allah her insanı farklı farklı yaratmıştır. Bazılarının fiziksel yönden veya yetenek bakımından eksik yönleri olabilir. Bu kişilerle şaka bile olsa alay etmek çok kötü bir davranıştır ve günahtır. Bu tür davranışlar karşıdakinin onurunu zedeler. Maddi-manevi yönden ona zarar verir. Bu sebeple alay etmek dinimizce yasaklanmıştır."Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir topluluk ile alay etmesin. Belki alay edilenler kendilerinden daha iyidirler..." Hucurat suresi, 11. ayetAlay, hakaret vb kötü davranışlardan kaçınmalıyız. Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir davranışı başkasına Büyüklenmek Kibir Kendini başkalarından üstün ve ayrıcalıklı görmek, diğer insanları küçümsemek anlamına gelen kibir, dinimizin sakınmamızı istediği kötü davranışlardan biridir. Yüce Allah Kur'an'da "Büyüklenerek insanlardan yüz çevirme. Yolda böbürlenerek yürüme. Zira Allah kendini beğenip büyüklük taslayanları sevmez." Lokman suresi, 18. ayet buyurmaktadır. Kibir sahibi insanlar sahip oldukları maddi imkanlarıyla övünürler ve kendilerini üstün görürler. Bir gün maddi imkanların biteceğini veya fayda vermeyeceğini düşünmezler. Kibir ilk olarak iblis tarafından sergilenmiştir. "Hani biz meleklere; Âdem'e secde edin, demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı. Böylece kafirlerden oldu." Bakara suresi, 34. ayet. Biz de kibirden sakınmalı, insanlar arasında ayırım yapmamalı, kimseyi küçük Kötü zanda bulunmak Bir kişi hakkında doğru bilgiye dayanmadan yapılan olumsuz tahminlere ve görüşlere kötü zan denir. Kötü zanla hareket etmek dinimizde uygun görülmemiştir. Yüce Allah Kur'an'da şöyle buyurur "Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül bunların hepsi ondan sorumludur." İsrâ suresi, 36. ayet Kötü niyetli insanlar başkalarının kusurlarını, eksiklerini araştırıp öğrenmeyi çok severler. Ancak bu hiç hoş bir davranış değildir. Maddi ve manevi yönden o kişiye çok büyük zararlar verir. Müslümana yakışan her zaman iyi niyetli olmak, başkalarının eksik yönlerini gördüğümüzde kimseye duyurmadan, etrafa yaymadan o kişiyi güzelce Başkalarının kusurlarını araştırmak Dinimizin sakınılmasını istediği kötü davranışlardan biri de başkalarının kusurlarını araştırmaktır. Yüce Allah Kur'an'da "...Birbirinizin kusurlarını araştırmayın..." Hucurat suresi, 12. ayet buyurmaktadır. Bu konuda Peygamber Efendimizin bir hadisi de şöyledir "Müslümanların kusurlarını örten kimsenin Allah da dünya ve ahirette ayıplarını örter." Başkalarının kusurlarını araştırmak, bu işi yapan kişiye günah kazandırır. Kusuru araştırılan kişi eğer durumu öğrenirse bu sefer tatsızlık çıkabilir ve insan ilişkileri zarar görür. Bu sebeple başkalarının kusurlarını araştırmamalı, varsa eğer önce kendi kusurumuzu düzeltmeliyiz. Çünkü herkes kendi evinin önünü süpürürse sokak tertemiz Anne, baba ve büyüklere saygısızlık Dinimiz; anne, baba ve büyüklerimize karşı saygılı davranmamızı öğütlemiştir. Onlara kötü davranmamızı, saygısızlık yapmamızı yasaklamıştır."Rabb'in sadece kendisine kulluk etmenizi, anne ve babanıza da iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa kendilerine 'Of!' bile deme, onları azarlama, ikisine de güzel söz söyle" İsra suresi, 23. ayet Annemiz, babamız ve büyüklerimiz bizim için çok emekler harcarlar. Bizi büyütüp yetiştirirken çok güçlüklere katlanırlar. Bütün bu yaptıklarından dolayı hiç karşılık beklemezler. Bu yüzden biz de onlara iyi davranmalı, gönüllerini kırmamalı, hayır dualarını almalıyız. Din Kültürü 6. Sınıf 6. Ünite İslamiyet ve Türkler Türkler ve Müslümanlık 1. TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLUŞU Türklerin Müslüman Araplarla ilk karşılaşmaları, 7. yüzyılda II. Halife Hz. Ömer zamanında gerçekleşti. Bu dönemde Müslüman Araplar fetihler yoluyla Türk sınırlarına kadar gelmişlerdi. Emeviler zamanında ise Araplar Maveraünnehir'e kadar ilerlediler. Burada Emeviler ve Türkler karşılaştı. Türkler İslam dinini daha yakından tanıma fırsatı buldu. Türklerin Araplarla iyi ilişkiler kurmaya başlaması ve İslam dinine geçişlerinin hızlanması ise Abbasiler döneminde olmuştur. 750 yılında Emevi Devleti'ne son veren Abbasiler, bir yıl sonra Çinliler'le Talas Savaşı'nı yaptılar 751. Bu savaşta Türkler Abbasiler ile birlikte savaştılar ve böylece Çinliler yenilgiye uğratıldı. Bu savaş Türk tarihi açısından bir dönüm noktası oldu. Talas Savaşı'nda Türklerin gösterdiği büyük askeri başarılar Abbasilerin dikkatini çekti. Böylece Abbasiler ile Türkler arasında bir yakınlaşma oldu. Bu durum da Türklerin İslam dinine girmesini hızlandırdı. Türkler gruplar halinde İslamiyet'i kabul etmeye başladılar. Türklerin İslam dinini kabul etmesinde etkili olan faktörler1- Türklerin önceki inançları olan Göktanrı inancı ile İslam dini arasında birçok özellik benzerlik gösteriyordu. Örneğin Göktanrı dininde İslam'daki gibi tek tanrı inancı, cennet-cehennem, ölümden sonra yaşam, ruhun ölümsüzlüğü inançları vardı. 2- Müslüman Arapların Türk bölgelerine yaptığı fetihler, Müslüman tüccarların, alimlerin ve dervişlerin İslam dinini Türkler arasında anlatmaları ve Türkistan bölgesine giden sahabelerin tebliğ İslam'ı yayma faaliyetleri, Türkler arasında İslam'ın hızla yayılmasında etkili Türklerin hayat tarzının, mizacının ve ahlak esaslarının İslam dinine yakın olması da Türkler arasında İslam'ın hızla yayılmasında etkili olmuştur. Türklerin kitleler halinde Müslüman olması 9. ve 10. yüzyıllarda gerçekleşmiştir. Talas Savaşı'ndan sonra Karluk, Oğuz ve Karahanlı Türkleri arasında İslamiyet hızla yayılmıştır. İslam dinini devlet olarak kabul eden ilk Türk devleti ise 10. yüzyılda Karahanlılar olmuştur. Daha sonra Gazneliler, Selçuklular ve Osmanlılar ile bu durum devam etmiştir. 2. TÜRKLER ARASINDA İSLAM'IN YAYILMASINDA ETKİLİ OLAN BAZI ŞAHSİYETLERMevlana Celaleddin-i Rumi Mevlana hazretleri 1207 yılında Horasan'ın Belh şehrinde dünyaya geldi. Asıl adı Muhammed Celaleddin'dir. Babası sultânu'l-ulema alimler sultanı Sultan Bahaeddin Veled, annesi Mü'mine Hatun'dur. Mevlana 5-6 yaşlarında iken ailesi ile birlikte Anadolu'ya göç etti. Yedi yıl kadar Karaman'da kaldıktan sonra Anadolu Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat'ın daveti üzerine ailesi ile birlikte 1228'de Konya'ya yerleşti. Mevlana ilk tahsilini babasından aldı. Daha sonra Halep, Şam, Konya gibi zamanın önemli ilim merkezlerinde eğitim gördü. Zamanının bütün ilim dallarında kendini çok iyi yetiştirdi. Babası Bahaeddin Veled 1231 yılında vefat edince vasiyeti üzerine onun yerine ders vermeye başladı. Bu sırada 24 yaşında idi. Daha sonra büyük medreselerde dersler okuttu, çok talebeler yetiştirdi. 1244 yılında Şems-i Tebrizi ile tanıştı ve onunla yaptığı sohbetler hayatının dönüm noktası oldu. Kendisini tasavvufi hayat tarzına yöneltti, medresedeki hocalığı bıraktı. Meşhur "Mesnevi" isimli eserini bu dönemde Mevlana hazretlerinin tüm dünyada tanınan meşhur eseridir. Türk Edebiyatı nazım şekillerinden mesnevi tarzıyla yazılmıştır. Türk-İslam kültürünün en önemli eserleri arasında yer alan bu eserde tasavvuf düşüncesi ve hayat tarzı anlatılır. Mevlana, sahip olduğu insan sevgisi ve engin hoşgörüsü ile herkesin sevgisini, saygısını kazandı. Görüşleriyle, düşünceleriyle ve eserleriyle geniş halk kitleleri üzerinde derin etkiler bıraktı. 1273 yılında, 66 yaşında iken Konya'da vefat etti. Mezarı Konya' eserleri Mesnevi, Divan-ı Kebir, Fîhi mâ Hanife Asıl adı Numan'dır. Lakabı ise İmam-ı Azam Ebu Hanife'dir. İslam dünyasının en önemli fıkıh hukuk alimlerinin başında gelir. 699 yılında Kûfe'de doğdu. Küçük yaşlarda Kur'an'ı ezberledi ve çok iyi bir öğrenim gördü. Zamanla kendisini fıkıh alanında geliştirdi. İmam-ı Azam'ın görüşleri İslam dünyasındaki en yaygın mezhep olan Hanefi mezhebinin temelini oluşturdu. Aynı zamanda ticaretle uğraşan Ebu Hanife, günlük hayatla ilgili fıkhi meselelere ticaret, evlenme, boşanma, cezalar, icar, kira, satış, ibadetler, miras... Kur'an, sünnet ve sahabelerin görüşlerinden faydalanarak akılcı çözümler getirdi. İslam dininin özellikle hoşgörülü ve birleştirici yönünü insanlara anlattı. 767 yılında Bağdat'ta vefat etti. Hanefi mezhebi Müslüman Türk dünyasında en çok benimsenen mezheptir. Önemli eserleri Fıkhul Ekber, el-Âlim vel İmam Maturidi Özbekistanlı bir Türk'tür. 852 yılında Semerkant'ta doğdu. Burada ilim tahsil etti ve eğitim gördüğü medresede hocalık yaptı. Ebu Hanife'nin görüş ve düşüncelerine bağlı kaldı ve bu bağlamda ilmi çalışmalar yaptı. Özellikle İslam dininin inanç esasları iman konuları ile ilgili eserler yazdı, görüşler ortaya koydu. Kur'an ve sünnet temeline dayanan ve aklı esas alan bu görüşlerinden Maturidi mezhebi oluştu. Önemli ve günümüze kadar ulaşan eserleri; Kitabut Tevhit ve Tevilâtül Kur'an'dır. Maturidi 944 yılında Semerkant'ta vefat er-Rıza Ali er-Rıza Peygamber Efendimizin soyundan gelmektedir ve on iki imamdan biridir. 770 yılında Medine'de doğdu. Babası, on iki imamın yedincisi Musa Kazım'dır. Hayatının bir kısmını Horasan'da geçirdi. Sade bir anlatımla İslam'ın Türkler arasında yayılmasında etkili oldu. 818 yılında 55 yaşındayken Horasan'ın Tus şehrinde şehit edildi. Bu yüzden Tus şehrine "Meşhed" şehit edilen yer denildi. Mezarı Tus'tadır. Önemli eserleri; Müsned ve Sahifetür Yesevi Hoca Ahmed Yesevi, 1093 yılında Türkistan'ın Yesi kentinin Sayram kasabasında Bugünkü Kazakistan'ın Çimkent şehri yakınlarında yer alır dünyaya geldi. İlk eğitimini Yesi şehrinde babasından aldı. Sonra da dönemin önemli ilim merkezlerinden Buhara'ya gitti ve orada Yusuf Hemedani'den ilim tahsil etti. Merv, Semerkant, Herat gibi şehirleri dolaşarak dersler verdi. 1140 yılından sonra memleketi Yesi'ye dönüp ders vermeye başladı. Birçok öğrenci yetiştirdi. Hoca Ahmet Yesevi insanlara İslam'ın ilkelerini anlatırken "hikmet" adı verilen şiirlerini kullandı. Sade, akıcı ve anlaşılır bir Türkçeyle yazdığı bu şiirleri, Türk halkının İslam'ı anlayıp öğrenmesinde çok etkili oldu. Ahmet Yesevi'nin hikmet adı verilen bu şiirlerinin toplandığı kitabının adı "Divan-ı hikmet" tir. Ayrıca o şiirleri, sohbetleri ve kişiliğiyle halk arasında çok sevildi ve "Pîr-i Türkistan" lakabıyla tanındı. Yesevilik düşüncesi Orta Asya'dan Anadolu'ya, oradan Balkanlar'a kadar geniş bir coğrafya'da yayılmıştır. Hoca Ahmet Yesevi 1167 yılında Yesi'de vefat Evran 1171 yılında Azerbaycan'ın Hoy şehrinde doğdu. Ahi Evran Anadolu'da Ahiliğin kurucusu kabul edilir. Kırşehir'de kurduğu Ahilik Teşkilatı esnafın, tüccarın, sanatkarın ahlaki olarak eğitilmesini, kaliteli mal üretmelerini ve dayanışma içinde olmalarını amaçlamıştır. Bu teşkilat zamanla tüm meslek sahiplerinin bağlı olduğu manevi bir merkez haline gelmiş ve 20. yy başlarına kadar etkisini sürdürmüştür. Ahi Evran; Denizli, Konya ve Kayseri gibi şehirleri gezmiş, buralarda Ahilik teşkilatının kurulmasını sağlamıştır. Ahilik teşkilatı toplumun büyük bir kesimini mesleğe yönlendirmiştir. Hacı Bektaş-ı Veli ile yakın dost olan Ahi Evran, Kırşehir'e yerleşmiş ve vefat edinceye kadar burada yaşamıştır. 1262 yılında Kırşehir'de vefat Bektaş Veli Hacı Bektaş-ı Veli 1209 yılında Horasan'ın Nişabur kentinde dünyaya geldi. Ahmet Yesevi'nin öğrencilerindendir. Tasavvuf ilmiyle uğraşmış büyük bir mutasavvıftır. Horasan'dan Anadolu'ya gelmiş, tasavvuf yoluyla Anadolu'da İslam dininin yayılmasında çok etkili olmuştur. Onun düşünce sisteminde hoşgörü ve insan sevgisi esastır. İnsanları her zaman iyiye, güzele, doğruya çağırmış, toplumda birlik, beraberlik olması için çabalamıştır. Hacı Bektaş Veli aynı zamanda dostu Ahi Evran'ın kurduğu Ahilik teşkilatı içerisinde yer almış, Yeniçeri ocağının da piri büyüğü kabul edilmiştir. Kırk yaşlarında Nevşehir'in bugünkü Hacıbektaş ilçesine yerleşmiş, ömrünün kalan kısmını burada yaşamış ve 1270 yılında burada vefat Emre Yunus Emre'nin doğum yeri, tahsil öğrenim hayatı vb konularda net bir bilgi yoktur. 1240 yıllarında Eskişehir-Sivrihisar yakınlarındaki Sarıköy'de doğduğu, 1320 yılında vefat ettiği kabul edilir. Sarıköy'deki mezar, Yunus Emre mezarı olarak kabul görmüştür. Yunus Emre, günümüzde bile net bir şekilde anlaşılabilen sade, akıcı ve öz Türkçe ile yazdığı çok güzel şiirleriyle İslam dininin, güzel ahlakın, Allah sevgisinin, Peygamber sevgisinin Anadolu'da yayılmasında çok etkili olmuştur. 3. TÜRKLERDE PEYGAMBER VE EHL-İ BEYT SEVGİSİTürk milleti kitleler halinde İslam dinini kabul ettikten sonra Peygamber Efendimize ve O'nun ehli beytine olan sevgi ve bağlılıklarını her alanda Topkapı Sarayı'nda Hz. Muhammed'e ait olan eşyalar büyük bir titizlikle muhafaza Peygamberimizin soyundan gelenlere saygılı davranılmış, hatta Osmanlılar döneminde Hz. Muhammed'in soyundan gelen seyyid ve şerifler için soy defterleri tutulmuş ve bununla ilgili Nakibül Eşraf isimli bir kurum Peygamber Efendimizin torunu Hz. Hüseyin'in soyundan Peygamber Efendimizin torunu Hz. Hasan'ın soyundan Türkler Peygamber sevgisini, çocuklarına Muhammet, Ahmet, Mustafa, Mehmet isimlerini vererek Askerlerimize de Mehmetçik Türk edebiyatında Peygamber sevgisini anlatan yüzlerce naat yazılmış, Süleyman Çelebi de Mevlid-i Şerif'i Peygamberimizin doğduğu ay olan nisan ayında ülkemizde her yıl "Kutlu Doğum Haftası" etkinlikleri Kültürümüzde ehl-i beyt sevgisi de çocuklara en çok verilen Ayşe, Fatma, Hatice, Ali, Hasan, Hüseyin, Zeynep isimleriyle kendini Ayrıca Türk kültüründe Hz. Fatıma "anamız", Hz. Ali de "şah-ı merdan", yani yiğitlerin şahı olarak beyt Peygamber Efendimizin ev halkı anlamına TÜRKLERİN İSLAM MEDENİYETİNE KATKILARIDini ilimler Türkler din ilimlerinde önemli çalışmalar yaparak ve eserler vererek İslam medeniyetine katkıda bulunmuşlardır. En önemli örnekler;-Tefsir ilminde Zemahşeri eseri Keşşaf- Hadis ilminde Buhari eseri Sahih-i Buhari, Tirmizi, Nesai- Fıkıh ilminde İmam-ı Azam Ebu Hanife- Kelam ilminde Maturidi- Tasavvuf ilminde Mevlana, Yunus Emre, Ahmed Yesevi...Edebiyat Türkler İslam'ı kabul ettikten sonra Türkçe, Arapça ve Farsça dillerinde pek çok ve meşhur eserler yazmışlardır. Ayrıca İslam edebiyatına yeni türlerin girmesini sağlamışlardır. Türk-İslam edebiyatının ilk örnekleri - Kutadgu Bilig Yusuf Has Hacib, - Divan-ı Lügatit Türk Kaşgarlı Mahmud. Türk-İslam edebiyatında katkısı olan en önemli şair ve yazarlar ise şunlardır Mevlana mesnevi, Ali Şir Nevai muhakemetül lügateyn, hazâinül meâni, Edip Ahmet Yükneki atabetül hakayık, Fuzuli leyla vü mecnun, Süleyman Çelebi mevlid-i şerif, Yunus Emre, Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli, Karacaoğlan, Kaygusuz Abdal, Baki, Nedim, Nabi, Şeyh İslam musikisinin gelişmesinde Türklerin çok büyük katkısı vardır. Bu konuda ilk ciddi eseri, kendisi bir Türk olan Farabi yazmıştır. Ayrıca Itri, Dede Efendi, III. Selim, Hacı Arif Bey gibi şahsiyetler de İslam musikisinin en seçkin eserlerini ortaya Türkler İslam mimarisinin gelişmesine çok büyük katkılar sağlamışlar ve özgün eserler kazandırmışlardır. En seçkin örnekler; İstanbul'daki Süleymaniye ve Sultanahmet camileri, III. Ahmet çeşmesi, Edirne Selimiye Camii, Bursa Ulu Camii, Sivas Gök Medrese, Konya Alaaddin Camii, Hindistan Tac Mahal. Ünlü Türk mimarı Mimar Sinan da yaptığı mükemmel eserleriyle İslam mimarisinde en ön sıralarda yerini Türkler sanat alanında İslam medeniyetine çok hizmet etmişler, inançlarını sanat eserlerine yansıtmışlar, hat, tezhip, minyatür, ebru sanatlarının doğup gelişmesini sağlamışlar ve bu sanat dallarında önemli eserler ortaya koymuşlardır. Hat hüsn-ü hat Güzel yazı sanatı demektir. Kur'an ayetlerinin hat sanatıyla yazılmasını ifade eder. Bu sanat dalıyla uğraşanlara "hattat" denir. Şeyh Hamdullah, Hafız Osman, İzzet Efendi, Mustafa Rakım, Hamit Aytaç önemli Türk hattatlardandır. "Kur'an Mekke'de nâzil oldu indirildi, Mısır'da okuındu, İstanbul'da yazıldı." sözü, Türklerin hat sanatındaki ustalıklarını belirtir. Tezhip Süsleme sanatı demektir. Mimaride, levhalarda, kitap süslemelerinde kullanılır. Osmanlılar zamanında en güzel örnekleri verilmiştir. Özellikle Kur'an-ı Kerim süslemeleri, cami duvarlarının, mihrap ve minberlerin süslemeleri bu sanatla yapılmıştır. Minyatür Işık, gölge ve derinliği yansıtmayan küçük ve renkli resim sanatına denir. Daha çok eski el yazması kitaplarda kullanılmıştır. Osmanlılar zamanında en parlak devrini yaşamıştır. Ebru Kitre denilen bir madde ile yoğunlaştırılmış su üzerinde özel hazırlanmış boyalarla meydana getirilmiş desenlerin kağıda aktarılması şeklinde yapılan süsleme sanatıdır. Müslüman Türk sanatçılar ebru sanatını kullanarak elde ettikleri muhteşem desenler üzerine hat ile ayet ve hadisler yazmışlar, bu iki sanat dalını kullanarak çok güzel eserler ortaya TÜRKLERİN BİLİME KATKILARIAllah'ın Peygamber Efendimize gönderdiği ilk vahiy "Oku!" emriyle başlar. Yani Rabbimiz insanlara okumayı, araştırmayı, öğrenmeyi, aklını kullanmayı emretmektedir. İslam'ın okumaya ve bilime verdiği önem Müslüman Türkleri öğrenmeye, araştırmaya sevk etmiştir. Türkler Semerkant, Taşkent, Buhara, İstanbul, Horasan gibi şehirleri birer ilim ve kültür merkezi haline getirmişler, buralarda medreseler kurmuşlar, bu medreselerde hem dini ilimleri, hem de pozitif ilimleri öğrenip bu konuda belli başlı örnekleri sıralayalım; Astronomi Astronomi biliminde Uluğ Bey ve Ali Kuşçu önemli çalışmaları olan Müslüman Türk bilginleridir. 15. yy'da Türk dünyasının yetiştirdiği en büyük astronomi bilgini olan Uluğ Bey Semerkant'ta bir rasathane kurmuş, astronomi ilmiyle ilgili eserler yazmış, batı dünyasında da büyük ün kazanan bu eserleri "Zîc-i Uluğ Bey" olarak tanınmıştır. Ali Kuşçu, Fatih Sultan Mehmet'in daveti üzerine Semerkant'tan İstanbul'a gelmiş ve burada bir rasathane kurmuştur. Aynı zamanda Ayasofya medresesinde dersler verdi. Tıp Tıp biliminde kuşkusuz İbn-i Sina'nın yeri en başta gelir. Özbekistanlı bir Türk olan İbni Sina hem felsefe, hem de tıp biliminde kendini yetiştirmiştir. Tıp alanındaki çalışmaları dünyaya yayılmıştır. En önemli eserleri; ansiklopedik bir tıp kitabı olan "Kitabü'ş-şifa", ikincisi ise Avrupa'daki üniversitelerde asırlarca ders kitabı olarak okutulan "El-Kanun fi't-tıp" isimli kitabıdır. Bunların dışında felsefe ve tıp bilimleriyle ilgili birçok eser yazmıştır. Matematik Matematik alanında Özbekistanlı bir Türk olan Musa Harezmi çok önemli çalışmalar yapmıştır. Harezmi sıfırlı ondalık sistemini bulmuş, logaritmayı sistemleştirmiştir. "Hisabü'l-cebir" isimli kitabı Latinceye çevrilmiş, 12. asırdan 16. asıra kadar Avrupa'daki üniversitelerde ders kitabı olarak okutulmuştur. Ayrıca batılılar ondalık sistemi ilk kez bu kitaptan öğrenmişlerdir. Fizik Fizik biliminde Müslüman Türk bilgini Biruni önemli çalışmalar ve buluşlar yapmıştır. Işığın sesten daha hızlı hareket ettiğini ilk tespit eden bilim insanı olan Biruni, zekasıyla yaşadığı döneme damgasını vurmuş ve 11. asır "Biruni asrı" olarak anılmıştır. Coğrafya Coğrafya alanında Piri Reis ve Seydi Ali Reis önemli çalışmaları olan Türk bilginleridir. Piri Reis'in 1513 yılında çizdiği dünya haritası, Amerika kıtasını gösteren en eski haritalardan birisidir. Felsefe Felsefe alanında Farabi, batılıların Aristo'dan sonra en büyük felsefeci olarak kabul ettikleri bir Türk bilginidir. Müzik, matematik, felsefe, astronomi gibi alanlarda çalışmalar yapan Farabi, felsefe bilimine katkılarından dolayı "muallim-i sânî", yani Aristo'dan sonra gelen ikinci öğretmen olarak ün yapmıştır. Aynı zamanda "kanun" isimli müzik aletini icat eden Farabi'dir. Okul Öncesi, İlkokul, Ortaokul, Lise Tüm Dersler © 2022 Üyelik Gerektirmez AnasayfaOkul Öncesi - Ana SınıflarBelirli Gün ve HaftalarSosyal KulüplerTKY OGYE DosyalarıYönetmelikler ve KanunlarEgzersiz PlanlarıDeneme Sınavı İndirProgram İndir YeniAdım Adım İngilizceSite HaritasıSunular - SlaytlarSBS Deneme Sınavı İndir100 Temel Eser ÖzetleriÖğrenciler İçin Eğlenceİngilizce Hikaye Oku - DinleYazılı SorularıDosya GönderSizden GelenlerSBS Puan HesaplamaTakdir - Teşekkür HesaplamaOnline İngilizce Testİngilizce Konu AnlatımlarıProgram İndirAndroid ProgramlarSunularÖğrenciler İçinJoomla GeliştiriciTEOG AnasayfaOkul SayfasıSunularYazılı SorularıİngilizceSoru BankasıBirleştirilmişLise DersleriTiyatrolarBloglarımÖdevlerOyunlar Son Eklenenler Hititler; Hattuşaş, Pankuş, Tavananna, Bin Tanrı Ili, anal, Ivriz ve Yazılıkaya, Kadeş Antlaşması Asurlar; Ninova,Asurbanipal, Karum, Ilk kütüphane, Ilk arşivcilik Babiller; Hammurabi Kanunları,ilk anayasa, Babil'in Asma Bahçeleri, Sümerler;Patesi, ilk yazılı kanunlar, Ziggurat, Ay takvimi,Gılgamış, Yaradılış 7. Sınıf İngilizce TALKING ABOUT PHYSICAL APPEARANCE AND PERSONALITY Okul öncesi, Anasınıfı ve İlkokul Boyama Resimleri Türkçe Tüm Konular Değerlendirme Sınavı Türkçe Görsel Anlatım Çalışma Sayfası Türkçe Okuduğunu Anlama Metni ve Soruları Türkçe Online Test 15 Soruluk Tiyatro Oyunları Elmas Hırsızı Komedi Sen Yoktun Bağımlılık İle İlgili Oyun Cuma Bey ve Peril Hanım 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Skeci Eskimeyen Dostlarımız Tiyatro Oyunu İbiş Aydan'ın Sevgisi En az 7 kişilik Okul İçi Tiyatro Oyunu Yolcu Konmaz Oteli 1 Perdelik Komedi 3 Sahnelik Yaşa Doktor Skeç Vatan Sağolsun! 3 Adet Tiyatro Metni Üçleme Uygarlık Çöplüğü Tiyatro Metni Şu anda 114 ziyaretçi çevrimiçi Son Oyunlar Kelime Türetmece Oyunu Matematik Kapmaca Oyunu Kare Bulmaca - En Fazla Kareyi Tamamlayan Kazanır! Bilgisayarı Yenebilir misin? Çizgi Savaşı Dört İşlemde Üstüme Yok Diyenler Gelsin! 60 Saniye Süreniz Var! İki Resim Arasındaki Farklar Aman Dikkat! Hiçbir Doğru Birbiriyle Kesişmeyecek Aman Dikkat! Hiçbir Doğru Birbiriyle Kesişmeyecek Oyunu İngilizce Oku-Dinle Valuable Guitar Found Seviye 65 Train Wreck “Frees” Cows Seviye 64 Let’s Go Fishing Seviye 63 Female Seeks Mature Male Seviye 62 The Way to a Man’s Heart Seviye 61 İngilizce Okuma Metni DEAD MAN’S ISLAND How to Get out of Jury Duty Seviye 60 The Man Who Loved Women Seviye 59 Honk if You're in a Hurry Seviye 58 SeçtiklerimizEnsturmental Müzik Dinle İndir Şiir MüzikleriOkul Öncesi Çocuk Şarkıları Dinle İndirÇocuklarınız İçin EğitsellerÇocuklar İçin EğlenceTiyatro Oyun Metinleriİngilizce Metin Oku DinleSağlık - Diyet- Güzellik- ÇocukKeloğlan Masalları DinleTarihi Gerçekler  6. Sınıf Peygamberlere Ve İlahi Kitaplara İnanç Testi Çöz testini buradan online çözebilir yine buradan birçok benzer teste ulaşabilirsiniz. 6. Sınıf Peygamberlere Ve İlahi Kitaplara İnanç Testi Çöz indirmeden çöz. En kaliteli soruları, testleri indirmeden / indirmesiz çözmenin kolaylığı sadece 6. Sınıf Peygamberlere Ve İlahi Kitaplara İnanç Testi Çöz testi online çöz. Sınav sırasında çözdüğünüz soruların cevaplarını hemen görebileceksiniz. Sorularla ilgili fikir, öneri vb. yorumlar aracılığı ile bizlere bildirebilirsiniz. Başarılar dileriz. 6. Sınıf Peygamberlere Ve İlahi Kitaplara İnanç Testi Çöz testinde toplamda 12 soru soruldu. Bu testi çözmek için size verilen süre 18 dakika Aynı zamanda sınavla cevaplarınızla ilgili istatistiki veriler de yansıtılacaktır. 6. Sınıf Peygamberlere Ve İlahi Kitaplara İnanç Testi Çöz benzeri tüm testleri 6. Sınıf Din Kültürü Testleri kategorisinde bulabilirsiniz. Teste Başla Yazdır e-Posta ÜNİTE SUNULARI PEYGAMBER VE İLAHİ KİTAP İNANCI 16 saat 7 kazanım Allah’ın Elçileri Peygamberler Peygamberlerin Özellikleri ve Görevleri Peygamberler İnsanlar için En Güzel Örnektir Vahiy ve Vahyin Gönderiliş Amacı İlahi Kitaplar Bir Peygamber Tanıyorum Hz. Adem a. s. Dua Tanıyorum Kunut Duaları ve Anlamları NAMAZ 16 saat 5 kazanım Namaz İbadeti ve Önemi Namaz Çeşitleri Namazın Kılınışı Bir Peygamber Tanıyorum Hz. Zekeriya a. s. Bir Sure Tanıyorum Fil Suresi ve Anlamı ZARARLI ALIŞKANLIKLAR 12 saat 6 kazanım Bazı Zararlı Alışkanlıklar Zararlı Alışkanlıklara Başlama Sebepleri Zararlı Alışkanlıklardan Korunma Yolları Zararlı alışkanlıklardan kaçınma Bir Peygamber Tanıyorum Hz. Yahya a. s. Bir Sure Tanıyorum Tebbet Suresi ve Anlamı HZ. MUHAMMED’İN HAYATI 16 saat 4 kazanım Muhammed’in Daveti Mekke Dönemi kronoloji Muhammed’in Daveti Mekke Dönemi- Dünya ve arap yarımadasının durumu Muhammed’in Daveti Mekke Dönemi- Doğumu, Çocukluğu ve Gençliği Muhammed’in Daveti Mekke Dönemi-Yakın Çevreye Çağrı-Çağrının Yaygınlaşması Hicret Hz. Muhammed’in Daveti Medine Dönemi Kronoloji Muhammed’in Daveti Medine Dönemi Medine de yaptığı çalışmalar Muhammed’in Daveti Medine Dönemi-Savaş ve Barış Hz. Muhammed’in Daveti Medine Dönemi Mekkenin fethi Veda haccı ve Vefatı Bir Sure Tanıyorum Nasr Suresi ve Anlamı TEMEL DEĞERLERİMİZ 12 saat 2 kazanım Toplumumuzu Birleştiren Temel Değerler Dini Bayramlar, Önemli Gün ve Geceler

6 sınıf din kültürü peygamberlere ve ilahi kitaplara inanç slayt